13 Şubat 2012 Pazartesi

KENDİMİZ OLMA ÇABASI

Kadere yenilmek istediğinde bırakırsın kendini ; güçsüz zayıf hiçlik benliği sarıp sarmalar bedenini... Ruhun bu apansız duyguyla çepe çevre sarılı boğuşmaya mecali kalmamış beklemektedir!Ne kimse önemlidir onun için nede kimsecikler..Varlığının değerini görmemeyi seçip değersizleştirir tüm kainatı.Oysaki yaşam hiç umulmadık yerlere umulmadık bakış açılarıyla kalbimizi mutluluğa açan bir sihir taşır.Sevmek isterken bile o isteme çabasıyla severiz.Ne istersek olumlu yada olumsuz hiç farketmeden neyi çok istediğimizin bir önemi olmadan hayat onu karşımıza allı pullu giydirerek sunu verir.işte karşınızda...Orda sizin olmuş..illa ki olmalı dediğiniz olmadı diye üzülmeyin kainatın pırıltıları o şeyi istemenizin süresini doldurmanız için beklemektedir.İnsan mutluysa eğer baktığı herşey de mutluluğu görür hisseder yaşar ve öğle yorumlar.Ruh halimizdir bize bu gelgitleri yaşatan.yaşamı bi çırpıda bitirmekte ellerimizde,,Oynaya oyna eylenmekte..bu hür iradenin çerçevesi ne güzel bir profil resmi öğle değil mi?Belki duygusundan sıyrılıp aynaya baktığımız kişiye ne çok benlikler yükleyip hep biz ötekileşme çabasına giriyoruz.bir başkası olmak için makyaj b başkası olmak için kahkaha belki sakal tıraşı oluyoruz ve görmüyoruz özün ne istediğini.Dış cilanın ömrü ne kadar 24 saat bilemedin 12 saat öğle mi dersin?..Ruhunun makyajını ne zaman yapmayı planlar ve yaparsan hayatının anlamının tercümana gerek kalmadan bir çırpıda okunduğunu ve ne güzel bir dille yazıldığını idrak edersin.Önemli olan ne biliyormusunuz benlik duygusunu hiçlik duygusuna çevirmek için çabalamayı sevmektir.Bu mükemmel değerin kıymetini bilmek gerekir.

Sevgiyle,Merhametle...

1 Şubat 2012 Çarşamba

bir kapı aralanır ruhuma tek gözümü kapatır bakarım... hayallerimin şatosuna!

Kar taneleri kadar mutluluğu avucumda sıkıp kartopu yapmak istiyorum! Doyasıya oynayıp yuvarlanmak..Karın o sesi emen etkisiyle zihnimdeki tüm sesleri yok ediyorum.Bir an-ı dondurup anı'ya çevirmek için buzdan ülkemi yaza çevirmek için..İçimdeki çığları eritmekle başlıyorum işime...Gözlerimi kapatınca tüm dünya karanlık oluyor ya işte öğle benliğimi kapatıyorum acıdığım her an...Bu yüzdendir hayallerimin çokluğu bu yüzdendir zihin kalabalığım..Ellerim boşlukla kucaklaşırken..İlgisini sevgisini tüm hayallerini benimle paylaşmak isteyen mnicik bir bedenin o kocamn ruhuna dalmak istiyor çocukluğum..Çocukluğum oğlumla oynamak istiyor..Bu dünyadan ötede başka bir sevgiyle içimde kiracı olarak barınan ruhumun her bir zerresinin ev sahibi olan canıma..can ruhun eş anlamıdır ya erenimde benim eş anlamım.Bu sevginin bağı tüm buzdan kaleleri eritmekle görevli...Yine de susadığımda ağzımı açarım kar tanelerine; Onların soğukluğu benim sıcacık vücudumu üşütmez..Dilimde tane, içime su olup akar..Yinede acıyan yerlerim susuz kalır.Üşümeyide ısınmayıda severim. Ben güneşten çok karlı havalarda yaşarım.Varlığımın sebebi; kar tanesi su, güneş ana rahmi..Velhasıl kelam fani dünyanın fanisi olan ben şimdi susuyorum!yazarak ne hayallerin içine dalıp çıkacağım bunu bende bilmiyorum... sevgimle...; )